Satınalmanın Tarihsel Gelişimi

Medeniyetin ticari faaliyetle başladığını göz önünde bulundurduğumuzda satınalma konusuna girmeden önce ticaretin nasıl başladığını özetlemek gerekir. Teknoloji ve teknolojik gelişimler, satınalma, üretim ve ticaret üzerinde oldukça etkilidir. Bu iki süreç zamanla entegre hale geliyor ve otomasyon teknolojileri ile birlikte, bilgi işlem ve iletişim teknolojileri küresel bazda ticaret entegrasyonunu hızlandırıyor. Dünyanın herhangi bir yerinden, başka bir yerdeki iş yerini veya ofisi yönetmek mümkün kılınıyor. Şirketlerdeki departmanlar da hem işyeri içinde, hem de işyeri dışından konumdan bağımsız olarak çok hızlı entegre olabiliyor. Örneğin; bir tasarımcı veya nihâi ürün üreticisi farklı yerlerde birlikte çalışabiliyor. İş yapma alışkanlıklarımız değişiyor. Endüstri 4.0 konseptini işlev bazlı akıllı makina, hat, fabrika, tesis, üretim ve benzeri şekillerde yaşama geçirmeye çalışıyoruz. Zaman zaman büyük kırılmalar olsa da, satın alma ve ticaret tarihine baktığımızda mutlak bir süreklilik mevcut.

Satınalmanın ilk izleri , MÖ 3.000’de Mısırlılar da dahil olmak üzere, antik çağ boyunca görülebilmektedir. Belirgin bir satınalma işlevi olmamasına rağmen, malzeme yönetiminin piramitlerin inşasına yardımcı olduğu gözlenebilir. Mısırlılar, bu devasa projelerin tedarikini yönetmek ve kayıt altına almak için yazarlar kullandılar. Bu yazarlar, papirüslere, ihtiyaç duyulan malzeme ve işçi miktarını kaydeden bir birim rolü oynadılar. Aynı zamanda siparişleri temin ve takip ederek tarihte satınalma görevini yerine getiren ve bilinen ilk kişiler oldular. Şüphesiz ki satınalma tarihin bu ilk dönemlerinde şu anda yapıldığı şekilde yapılmıyordu.

Üretim ve Satın Alma

Ticari Faaliyetler ve Satın Alma

Satın alma, hiç şüphesiz ticari faaliyetlerle başlasa da gereksinimlerle ilgilidir. İlkel insanlar, gereksinimlerini kendi başlarına gideremedikleri andan itibaren toplu yaşamı tercih etmişlerdir. Bu durum topluluk içinde iş bölümü yapılmasına vesile olmuştur. Her birey, yetenekleri, bilgisi ve deneyimleri ile farklı uğraşlar içine girmiştir. Zamanla avcılar, çiftçiler, sanatkârlar, askerler gibi farklılaşmalar başlamış ve herkes gereksinimlerini bir diğer gruptan karşılamaya başlamıştır. Her ne kadar o dönemde içe dönük üretimler yaygınsa da, insanların kapasitelerinin olmaması, her türlü gereksinimlerini kendi başlarına üretmelerine engeldi. Avcı, avladığı bir hayvanın etine ve derisine karşılık bir fırıncının ürettiği ekmeği veya bir terzinin diktiği bir kıyafeti takas etmekteydi. Ticari faaliyetler ve satınalma, ihtiyaçların oluşmasıyla belirginleşti

Takas ve Satın Alma

İlk zamanlar takas yoluyla yapılan ticarette malların ederini, belli bir fiyat değil, gereksinimin bizzat kendisi belirlemekteydi. Böylece, her seferinde malın değeri farklılaşıyordu. Bu dönemlerde fiyatlandırmada temel alınan unsur maliyet değildi elbet. Gereksinimin az ya da çok olması malların fiyatını belirlemekteydi ve ticaret uzun süre bu şekilde devam etmiştir. Ancak takas için, takas yapacak olan tarafların aynı anda ve yakın değerlerde karşılıklı ürün ve hizmete gereksinim duyması gerekmektedir. Bunun zor bir denklem olduğu açıktır. Bu durumlarda da yani gereksinimlerin karşılıklı olarak çakışmadığı durumlarda üçüncü taraflarla yapılacak olan takaslar devreye girebiliyordu. Bu durum zaman ve değer kaybıyla sonuçlanabiliyordu. Mesela; bir avcının geyik vurduğunu ancak ekmeğe gereksinimi olduğunu varsayalım. Fırıncıda ise ihtiyacından fazla et varsa takasın gerçekleşmesi olanaksızdır. Peki bu durumda avcının ekmeğe gereksinimi nasıl karşılanabilir? Fırıncı ihtiyaçlarını talep edecektir, avcı da diğer üreticiler ile etin takasını yaparak fırıncının isteklerini karşılayacak, ürünü elde edecek ve son olarak kendi ekmek ihtiyacını da karşılayabilecektir. Ne kadar da zor bir süreç.

Para ve Satın Alma

Yaşadıkları bu zor süreç onları başka çözümler bulmaya yöneltti. Bu noktada kıymetli taş ve madenlerin takas aracı olarak kullanılması düşünüldü. Ancak bu durum da uzun süre gündemde kalamamış, kıymetli taş ve madenlerin doğada serbestçe bulnabildiğinin keşfedilmesi ile de tarihin ilk enflasyonu yaratılmış olabilir. İnsanlar bu malzemeleri doğada kolaylıkla bulunduğunu fark ettiğinde ise alışveriş yapma şansına sahip oluyorlardı. Zaman içerisinde paranın icadı ve kullanımı, ticarette inanılmaz etkiler yarattı. M.Ö7. Yüzyılda Lidyalılar parayı icat etmeden önce alışveriş yaparken takas sistemini kullanıyor ve takas ile birbirlerine mal alıp veriyorlardı. Daha sonra Lidya kralı tarafından madeni paraların basım emri verilmesiyle ticaretin şekli değişmey ebaşladı. Her şeyden önce bir pazar yaratılmasına vesile oldu. Pazar oluşumu ile birlikte, zaman içerisinde ürünler için maliyet ve rayiç bedel kavramı da oluşmaya başlamıştır. Para, mal ve hizmetlerin değiş-tokuşu için kullanılan araçlardan en yaygın olanıdır. Para aynı zamanda değer denkliğinin bir göstergesi olarak “değer ölçü birimi, değişim ve saklama” aracıdır. Bu tarifle ürünlerin ölçülmesinin gerekliliği de açıktır. Bu nedenle, metre, kilogram, litre ve benzeri ölçü birimleri de hayatımıza girdi. Bu ölçü birimleriyle ürünlerin ölçülebilmesi ve bu sayede, uygun ölçü birimi üzerinden satınalma yapılarak tartışmaların önüne geçilmesine çalışılmıştır.

Üretim ve Satın Alma

Fiyatlandırma ve sistematik satınalma olgusu gündemde değilse arz-talep dengesi de maliyete ve rekabete dayalı fiyat oluşması için yeterli olmaz. Talebi karşılayacak ölçüde sürekli mal ve hizmet üretiminin olmamasından dolayı eski toplumlardaki insanlar, kendilerinin yaptıkları dışındaki üretim şekilleriyle hemen hemen hiç ilgilenmediler. Önemli bir bölümünde okur yazarlık oranı çok düşüktü ve temel olarak ürettiklerini üretmeye devam etmekte ve bulabildiklerini tüketmekle yetiniyorlardı. Bu süreçte toplumlar üretemedikleri ihtiyaçlarını bir şekilde satınalma eğilimindeydiler.

Rönesans ve Satın Alma

Çeşitli malzeme ve gereksinimler için başka yerlere gitmek gerektiğinin farkında olunmasıyla birlikte İpek ve Baharat Yolları’nın ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu yolları insanlar temel ihtiyaç ve mutlulukları için kullandı. Şu çok net ki, birçok keşif ve buluşun altında ticaret ve ticareti tetikleyen satınalma güdüsü vardır. Doğuya ulaşmak için deniz yollarının, Hindistan’ı bulmak için de Amerika kıtasının keşfedilmesi bu yüzdendir. İpek yolu, Baharat Yolu gibi yolların tamamı, ticaretin ve doğal olarak satınalmanın biraz daha hızlı ve daha az masraflı olabilmesi adına yapılmıştır. Daha önemli bir takım gelişmelerin olması için Orta Çağ’dan çıkışı sağlayan Rönesans ve Reform hareketleriyle Fransız Devrimi’ne kadar bir süre geçmiştir. Bu gelişmelerden sonra özellikle sanayileşme alanında çok hızlı değişimler olmuş ve bu durum satınalmanın dikkate ele alınması gereken bir disiplin olmasını sağlamıştır. Endüstri devrimindeki hızlı teknolojik gelişimler ve iletişim teknolojisindeki yeni uygulamalar son derece önemli olup satınalma ve dolayısyla ticaret hacminin artmasında büyük bir etken olmuştur.

Satın Almanın Örgütsel Rolü

Satın almanın örgütsel rolü 1800’lere kadar tam anlamıyla tanınmamıştı. Satınalma işlevinin ilk kabullerinden biri ise Charles Babage‘ın 1832 tarihli, Makine ve İmalat Ekonomisi Üzerine adlı kitabında yer alır. Kitapta, madencilik sektöründe gerekli mal ve hizmetleri seçen, satın alan ve takip eden bir ‘malzeme personeli’ ihtiyacına işaret eder. Esasen, Babbage merkezi bir satın alma görevlisi noktasına değinmektedir.

Sanayi Devrimi sırasında satınalma önemini pekiştirdi. Marshall Kirkman’ın 1887 tarihli The Handling of Railway Supply – They Buying and Disposition adlı kitabı, satınalmanın demiryolu endüstrisine stratejik katkılarını, özellikle de ülkenin gelişmiş bölgelerinden mal alma ve bunları güneye ve batıya getirme konusunda ayrıntılı olarak anlatmaktadır. 1886’da ise Pensilvanya Demiryolu, satınalma işlevine departman statüsü verdi ve buna ‘Satın Alma Departmanı’ adını verdi.

Satın Alma Yeniden Değişiyor

Dünya Savaşları satın alma girişimlerini stratejik bir rolden katı bir bürokrasiye kaymaya zorladı. Savaş sırasında malzeme kıtlığı nedeniyle satın alma, ağırlıklı olarak sipariş vermeye dayalıydı. Savaş zamanı ve buhran sırasında amaç, ekonomiyi ayakta tutmak için yeterli ölçüde hammadde, hizmet ve malzeme elde etmek en büyük öncelikti.
1960’ların ortalarına kadar, satınalmanın bir kez daha geniş ölçekte yönetimsel rol üstlenmesi değildi. Malzeme yönetimi kavramı bu dönemde odak noktası haline geldi. Satınalma uzmanları, çoğu sözleşme için fiyatın belirleyici faktör olmasıyla birlikte, rekabetçi teklif vermeyi vurguladı. Bu süre zarfında eğitimli profesyonellerdeki artış, tedarikin departman statüsünü geri kazanma yolunda yardımcı oldu.
1980’lerde tedarikçi rekabetinde önemli bir artış görüldü. Bu durum, organizasyonlara tedarikçi kalitesine ve güvenilirliğine daha fazla odaklanma lüksünü verdi. Tedarikçi yönetimi, tedarikte önemli bir faktör haline geldi ve bugün de öyle olmaya devam ediyor. 1990’ların sonunda, satın almanın rolü stratejik kaynağa geçişe başladı. Satın alma yetkilileri tedarikçiye ortak olarak baktılar ve uzun vadeli sözleşmeler teşvik edildi. Bu, satın almanın modern evriminin başlangıcıydı.

Bugün ve Gelecekte Satın Alma

Bugün, satın alma profesyonelleri kurumların başarısı için bir araçtır. Bir talebin geliştirilmesinden, nitelikli tedarikçilerin değerlendirilmesine kadar olan süreçlerden ve onlarla çalışmaktan sorumludurlar. Satın alma genellikle şirket gelirlerinin % 70’inden sorumludur, bu nedenle maliyetlerdeki küçük düşüşlerin kar üzerinde büyük bir etkisi olabilmektedir. 1960’larda “CPO-Chief Procurement Officer” hiç duyulmamışken, bugün giderek daha fazla satın alma başkanı, kuruluşlarının stratejik ve operasyonel hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmaktadır. Diğer yandan, uzun bir geçmişe sahip olan satın almanın organizasyonlardaki stratejik konumu nispeten yenidir. Satın almanın son otuz yıldaki hızlı evrimi önümüzdeki yıllarda, satın alma fonksiyonunun başarılı organizasyonları doğrudan etkileme yeteneğini geliştirmeye ve genişletmeye devam edeceğinin garantisidir. Satın almanın, şirket kârlılığı üzerindeki bu önemli bir etkisi sayesinde yönetim masasındaki yeri sağlamlaşmıştır.

Satın Alma Kronolojisi

Şimdi Başlayalım

Pınar Samsun

Satın Alma Danışmanı
+90 532 345 13 28
Mesajınız İletilmiştir. Teşekkürler 🙂
Bir Hata Oluştu... 🙁