KEPS Danışmanlık’ın başlangıç noktası kişisel tecrübe ve deneyimlere dayalıdır. Bu nedenle KEPS’in kendine ait bir Hikayesi vardır.

Yirmi yılı aşkın sürede kurumsal hayatta satın alma süreçlerinde yaşanan zorluklar kaynakların kıtlığı veya otorite noksanlığı ne yazık ki günümüzde de geçerliliğini koruyor.

Günümüzde bilgiye ulaşmak nispeten kolay olsa da, doğru bilgi hala kolay ulaşılır değil. Satın alma konusunda çalışan insanlara verilecek nitelikli fonksiyonel destek onları daha verimli çalışanlar yapacaktır.

Bunu hangi şirket istemez ki?

Oysa satın almadaki başarı, şirketin karlılık ve verimliliğinin en büyük kesişim noktasıdır. Satın alma çalışanının bu konudaki bilgi ve deneyimiyle doğru orantılıdır. Satın alma çalışanlarının stratejik düşünebilen, işin detaylarını analiz edebilen, maliyet avantajı yaratacak değişik alternatifler sunabilen kişiler olması bekleniyor.

Bütün bunları gerçekleştirmek kolay olmasa da imkansız değil elbet. Süreçleri doğru yönetebilmek için doğru analiz, süreç ve yöntemleri bilmek gerekiyor.

Bu bilgilere ihtiyaç anında ulaşmak da satın alma çalışanları için kritik nokta haline dönüşüyor.

Diğer taraftan, tedarikçi harcamalarını optimize etmenin tek yolunun saplantılı bir şekilde fiyata odaklanma anlamına geldiğini düşünen şirketlerde satın alma birimleri, hileli satın alma uygulamalarına karşı şirketin birer bekçisi gibi hareket etmek zorunda kalıyor.

Yıllardır süregelen bu harcama optimizasyonundaki klasik bakış açısının yenilikçi bir yaklaşıma ihtiyacı olduğu çok net değil mi?

Satın alma birimleri gücünü, hizmet ettikleri paydaşların ihtiyaçları ile ustaca uyumlu hale getirerek rekabetçi ve yenilikçi uygulamalarıyla fark yaratan birimler olmalılar. Bunun için de mutlaka bu birimlerde çalışan bireylerden başlamak gerekiyor.

Bunun kolay olduğunu söylemiyorum ancak bir işletmede satın alma birimini stratejik hizmetleri ana işi olarak konumlandıran bir birim haline getirmek ancak o birimdeki çalışanları üst seviyeye çıkartmakla mümkün olur.